15 Haziran 2010 Salı

kaos...


son günlerde başkalarının değil de kendi psikolojik durumumu değerlendirdiğimde fark ettiğim şey gerçekten tanımlanamaz halde olduğuydu. neler hissettiğimi anlamakta ve ifade etmekte büyük zorluklar yaşadığımı fark edince düşünmeye başladım. kendimle ilgili bir problememim vardı ama zihnimde herşey o kadar karışıktı ki bunları anlamlandırmanın uzun süreceğini ve yorucu olacağını tahmin etmiştim. nitekim, nbir kaç gündür bu karışlıklığıo zihnimde tanımlama çabası içerisindeyim. fakat çabalarım bana geri dönüş yapmadı henüz. şu anki zihinsel ve psikolojik durumumu kaos olarak nitelendirmenin en uygun kelime olacağını düşündüm. peki beni bu kadar karıştıran şeyler neler; öncelikle geleceğimle ilgili yaşadığım belirsizlik ve en kötüsü kararsızlık. şu an hayatımda tam bir geçiş sürecini yaşamaktayım. mezuniyet yaşam stilindeki değişiklikler ve niceleri. fakat bunların yerini dolduracak yeni başlangıçları yapamamak beni belirsizliğe sürüklüyor. birkaç gündür kafamdaki karışıklığın sebeplerini düşündğümde fark ettiğim şey beni asıl ölüdren şeyin kararsızlık olduğunu fark ettim ki hayatım boyunca birçok konuda yaşadığım çatışmaların bu yüzden kaynaklandığınıda buldum aynı zamanda. karasızlık bir savaşın ortasında ateş hattında kalmak gibi. hangi cepheye sığınacağını bilememe durumu. kurşunlardan kaçarken kendi yönünü şaşırmış bir askerin ordusunun hangi tarafta savaştığını bilemediği bir anda hangi tarafa koşacağına karar veremyip ortada durması ve kurşunların hedefi haline gelmesi gibi. önünde 2 seçenek var ya kendi cephesini bulacak ve ölümden kurtulacak ya da yankışlıkla düşmana sığınıp ya esir olup işgencelerle karşı karşıya kalacak veya ölecek. fakat askerin o an düşünemediği ya da kaygı seviyesinin oldukça fazla olmasıyla birilikte gözden kaçırdığı şey oratada kaldığı müddetçe etraftan gelen kurşunlarla yara alacağı ve aynı ölüçüde ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu. karasızlıkta böyle işte benim için. yanlış kararı vermekten korktuğum için çekimser durup hiçbirşey yapmayıp hayatımı tehlikeye atıyorum ve fırsatları elimdem kaçırıyorum. tabi bunu o anki belirsizlik içinde anlamak mümkün olmuyor benim için. kendimi korumaya çalışırken dahada çok zarar verip ateş atıyorum. sırf kendimi korumak için bana ait olan fakat sevmediğim içselleştirip benimsemediğim bir cdephede savaşmak istemiyorum. ya da bir anlık panikle ya da heyecanla düşmanın ellerinde esit süşüp kahrolası bir hayat yaşamak da istemiyorum. bu noktada ne yapmalıyım? herşeyi bir kenara bırakıp kendime uğruna ölmeyi göze aldığım savaşak yeni bir cephe mi bulmalıyım yoksa beni rahat tutuan koruyup kollayan fakat ideallerimle hiç örtüşmeyen cephememi sığınayım? işte bunu düşünüyorum günlerdir. bu süreç içinde gidenler gidiyor kalanlar da zar zor kalıyor elimde. oda şimdilik. bu kaos fırtınasının içinden bir an önce çıkmalıyım. yoksa düşman beni ele geçirip öldürmek için elinden geleni yapacak. nereden başlamak lazım ne yapmak lazım bunu bilemiyorum.. fakat farkına varmak çözüm için önemli bir adım. umarım en kısa zamanda etkilerini görmeye başlarım.. rahatlamaya ihtiyacım var.. kaygısız huzur dolu yeni bir hayata...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder