23 Eylül 2010 Perşembe

just put a smile on your face


ı need to be happy.
so ı know that ı have to smile..

ı need to calm down.
so ı know that ı have to take a deep breath..

ı need to go away for a while
so ı know that ı have to buy a ticket

ı need to gain some money
SO I KNOW THAT I HAVE TO ENDURE THİS JOB..

so keep on going with a smile on my face otherwise ı cant realize anything...

22 Eylül 2010 Çarşamba

EVENT: FNO








bundan sonra kesinlikle hayatımı birbirinden cool eventlerle zengileştirmeye kararlıyım. New York'un göz alıcı ihtişamını ve temposunu burada tam olarak yakalayamasamda boşluları kaliteli zaman geçirerek doldurursam beni darlandıran alışkanlıklardan da kurtulurum diye düşünmekteyim.
İstanbulda gerçekleşen sanat moda ve müzikle ilgili eventlere katılmak için sabırsızlanıyorum. İçimdeki ateşi yeniden alevlendirmeliyim. İçmdeki P.'yi uyandırmalıyım. yeniden ilham dolmalıyım sevdiğim şeylere odaklanmalıyım.
no more delay.. it's time for action..

tabi Fashion night out etkinliğini değerlendirme kısmına gelirsek; abdi ipekçiye adımını attığım ilk anda wow dedim kendi kendime. artık bizde belki yüzde 2lik bir dilim bile olsak kabuğumuzu kırıp farklı ve güzel şeyler yapmaya başlıyor muyuz acaba diye düşündüm. capcanlı sokaklar mağazalardan gelen müzikler sokakataki kalabalık elinde şarap bardaklarıyla güzel kıyafetli insanlar. bunlar artık sadece sohoda ya da dünyanın başka bir yerinde görebileceğimiz ve orda olmayı hayal edeceğimiz manzaralar olamktan çıkmış her gün koşarak yürüdğümüz güzel istanbul sokaklarına taşınmış. ben açıkçası iş çıkışı apar topar organizasyona katılma şansı bulduğum için assıl kafama koyduğum şeyleri giyemedim. buna ek olarak hasta olmamdaeklenince rahat olmayı tercih ettim. . fakat çok güzel kombinasyonlara tanık olunca biraz kıskandım diyebilirim. benim için tüm bunları gözlemlemek ve içinde olmak bile keyifliydi. artık her haftasonu klişe olmuş yerlere gidip aşırı abartılı kıyafet ve makyajlarla sıradan müzikler eşliğinde dans etmek yerine biraz daha sakin yine güzel giyinip daha ferah bir yerde güzel bir içki ve belki latin, oldies, blues, jazz ( vb) eşliğinde güzel insanlarla güzel zamanlar geçirmenin beni ve daha bir çok insanı daha çok mutlu edeceğine ve doyuracağına inanıyorum. sokak kültürümüzün canlanmaya ihtiyacı var. Asmalı bence buna güzel bir örnek ve özellikle şişhane big chief's kesinlikle gitmekten en çok keyif aldığım mekanların başında geliyor. gerçi artık asmalıya da cuma cumartesi adım atmak imkansız hale geldi ama. buda kritik edilmesi gerek ayrı bir konu :)
kısacası FNO beni çok etkiledi. güzel mağazaların arasında hoş müzikler eşliğinde alışveriş yapmak şarap içmek sohbet etmek ve güzel görünmek ve güzellikleri incelemek paha biçilemez ;)

“We are what we repeatedly do. Excellence, then, is not an act, but a habit.”



Exactly...

bu yazıyı okuduktan sonra aklımdan geçen ilk kelime bu oldu. şu an içinde bulunduğum durumu hissettiklerimi ve düşüncelerimi en iyi yansıtan kısaca özetleyen cümle, işte budur dedim. bu söz Aristonun sözü.Ve bilge insanlarında benimle aynı düşüncelere sahip olması aynı duyguları hissetmiş olması belki benzer deneyimler sonucu bunları düşünmeye yönelmiş olmaları şu anki durumumda pozitif olarak görebileceğim tek şey sanırım.

İŞ İŞ İŞ... son günlerde hayatımdaki en gözde konu. tabi aynı zamanda burada yaptıklarım da bazı yeni alışkanlıkların yeni bir düzenin oluşmasını sağladı. Fakat bu yeni düzen ve alışkanlıklar beni nekadar tatmin ediyor? işte bu da beni rahatsız eden konu. her sabah buraya gelmek ve gün boyu benzer şeyler yapmak haftaların geçmesiyle alışkanlık haline gelmeye başladı. her sabah aynı saatte kalkmak aynı saate servise binmek aynı saatte işte olmak, aynı saatte kahvaltı etmek aynı insanlarla her sabah yediğin zeynin renginden adetine, ekmek dilim sayısına kadar aynı kahvaltılıkları tükettikten sonra rutin işleri yapıp yine aynı saatte işten çıkıp eve gelmek. bu rutinin kazandırdığı yeni yemek yeme, uyku ve sosyal hayat alışkanlıklarının beni çok korunaklı bir o kadarda sıkıntılı bir sürece soktuğunu fark ettim. kendime her zaman sorduğum gibi tekrardan soruyorum: P. istediğin hayat bu mu? hayalini kurduğun seni heyecanladıran cevap her zamanki gibi biraz bıkkınlıktan kaynaklanan biraz da her zaman ortaya çıkna hayır cevabının vermiş olduğu utangaçlık duygusunun etkisiyle boynu bükük bir sessizlik oluyor.

bunu çok sık söylüyorum belki ama ben düzenli hayat istemiyorum. korunaklı sırtım pek karnım tok olsunda istemiyorum. ben hayatımda heyecan, adrenalin, coşku istiyorum. yeni yerler insanlar keşfetmek her gün kendisinin aynı olduğu belki ama beni yenileyen bir iş yapmak istiyorum. beni yenileyen insanlarla beraber olup hergün zihnimi ve kabimi genişletip içine yeni yeni bilgiler duygular ve deneyimler doldurmak istiyorum. kendimi bu iş yerinde resimdeki gibi kapana sıkılmış hissediyorum. fakat yüzümde ne bir tebessüm ne de bir hoşnutluk var. tek hiseettiğim şey hayalkırıklığı.
benim alışkanlığım keşfetmek olsun istiyorum. yeniliğe olan tutkum olsun. araştırmak, yazmak, konuşmak sohbet etmek olsun.
1 sene kilitlenmiş durumdayım. parmaklıkların ardından gülümsemeye çalışacağım.. haydi bakalım...

12 Eylül 2010 Pazar

last days of summer..





ı had a great summer vacation in Ny. Now ı'm back to my country. First days in Istanbul I really bored and have some adaptation problems to my casual living. because in Ny everything is very exciting to me. I was very calm and happy there. Now ı am dealing with a new job. I am working as a counselor in Preschool. It was a little bir hard but also exciting.

I am evaluating my life right now. my future plans, freindships, intimate relationships everything that I had before. I had a great life. but after Ny ı discovered something different inside of me. I am asking this question myself all the tihe: ıs this the life that I dream for me? and where I am suppose to see myself in the future?

something inside of me says go NY again. You gonna find the answers of all these questions.

NOTE: these pictures are taken in my black see trip. This place is awsome. it makes me peaceful and hopeful about life.