13 Ocak 2011 Perşembe

ötekinin zihni, berikinin fikri...

fantezi havuzuna dalmak
renklerin içinde kaybolmak
sıcacık akışkan bir sıvının içinde
en derinlere akmak...

hissettiğim budur benim
en ahenkli seviyelerde
egonun yok oluşunu izlerken
gerçekliğe dönerken...

algılarım açıktır benim
durduramam bedenimi
hakim olamazken dürtülerime
kısıtlamam yoktur benim...

sınırlarımı bilmiyorum
kaybolmaktan korkmuyorum
sonunda nereye çıkarsam çıkayım
yeniden yapılandırabiliyorum...

kendiliğimin simgelerinde
ruhumun totemin de
bulduğum bir canavar var
zihnimin en temelinde

en sonunda geri gelebiliyorsam
bir kaç kayıptan, bir kaç yok oluştan ne çıkar
boşa bu serzenişler
yaşasın gidip gelişler...

Arayış...

nedir benim amacım
kendimi çözemiyorum
ne istediğimi
şiirlerin büyüleyiciliğinde arıyorum

kendimi bulmak için
nedir benim hedefim?
işe koyulmak için
cevapları bekliyorum

cevaplar,ah bu cevaplar
ne zaman gelecek bana?
adımlar atmak için
yolunu gözlüyorum

beni durduran nedir?
peki ya harekete geçiren?
kendimi çözmek için
ölmeyi bekliyorum.

12 Ocak 2011 Çarşamba

GÖREVİMİZ: YENİLENME



bundan sonra aldığım yeni bir kararla kendime her ay bir takım hedefler
belirleyeceğim ve kendimi güncellemek amacıyla her ay bu hedefleri yenileyeceğim ve ay sonunda hedeflerimi yalnızca 2 sapmayla tamamlayabilirsem kendimi ödüllendireceğim.

peki nedir mi bu hedefler?

her ayın bir kitap okuyacağım,en az bir film izleyeceğim, bir sergiye ya da etkinliğe katılacağım, en az bir kere gece dışarı çıkacağım, bir kez kozmetik ürünü ve kıyafet alışverişi yapacağım, mümkünse en az 100 gr vereceğim... ve en önemlisi her ay bana ilham verecek bir akımın etkisinde bir ürün ortaya çıkaracağım..

şimdilik aklıma gelen madde başlıkları bunlar fakat önümüzdeki günlerde yeni önerileri beni tazeleyecek ve yenileyecek herşeye açığım ...

6 Ocak 2011 Perşembe

REVOLUTION please...


son günlerde isyanlarımın evrene olan bastırma kuvveti sonucunda tepkilerini almaya başladım. Fakat bu tepkiler çok da olumlu değil. örneğin, yeni yıla acillerde girmek 2011 le başlattığım savaşta aldığım ilk yenilgim oldu. Ben savaştan vazgeçmiyorum. bu durumda biraz yenilenmeye güçlenmeye ve farklı bir strateji izlemem gerektiğine karar verdim.

ihtiyacım olan biraz evrim geçirmek. sonrasını halledebileceğimi düşünüyorum.

bu süreçte bir takım kurallar belirledim kendime her seferinde yitirdiğim bağışıklık sistemimin beni çökertmemesi amacıyla;

KURAL1: Yaşadığın yeri sevmesen de kabul et. beğenmesen de tadını çıkarmaya çalış. Eğlenmesen de keyif alıyormuş gibi yap ki zayıf yerlerini dışarıya sızdırma.

Bunun için gidip bir Istanbul life dergisi aldım ve farklı makanlar ve tadlar bulmak amacıyla keşfe başladım.




KURAL 2: her daim bakımlı ve sağlıklı ol. Bu en önemli kural çünkü bütün kara düşünceler, vebalar, depresyon askerleri gibi insan fizyolojisine ve psikolojisine zararlı düşmanlar bakımsız ve sağlıksız olduğumuz zamanlarda atak yapıyorlar.

bunun içinde cilt bakımı, sağlıklı beslenme en azından diğer yediğim binlerce kalorili şeyleri vitamin bazlı yiyeceklerle de destekleme :) biraz da makyaj yapıp canlı görünmeyi deneyeceğim. tabi ki böyle zamanlarda güzel giyinmek, bedene yapışan bir elbise içinde sexy hissedebilmek, sağlıklı ve parlak saçlara sahip olmak, ışıl ışıl bir göz makyajının ardından bakan gözler depresyon askerlerini en iyi geri püskürtecek antikorlar diyebilirim.