12 Temmuz 2010 Pazartesi

some photos from my graduation...






Now I am graduated from university with hopes, dreams and plans. I don't know that I realize them or not? my only weapon is my belief, courage and dynamism at the begining of my new life.

hope to not dissapointed about my dreams...

11 Temmuz 2010 Pazar

ŞİMDİ YOLCULUK ZAMANI.... P goes to her dreams..NY NY




İşte artık zamanı geldi. daha önceki bir yazımda artık yolculuk zamanı demiştim. Şimdi çantaya aytnamı koyup gitme zamanı demiştim. İşte o zaman geldi. Perşembe günü gidiyorum. hemdee en çok gitmek istediğim fakat henüz fırsat bulabildiğim yere New York'a. öncelikle çok heyecanlıyım. aynı zamanda kaygılı, mutlu, korkulu ve azıcıkda hüzünlü hissediyorum. 1aylık bir seyehat olacak fakat 1 gün bile ayrı kalamadığım birilerini bırakmak için uzun bir süre. hüzün bu yüzden kaynaklanıyor. diğer duygularda açıklanabilir duygular zaten. şu son ana kadar gidebileceğime inanmıyordum hiç bu yüzden anlatmak paylaşmak istemedim. fakat artık büyük bir felakat olmazsa :) perşembe günü gidiyorum. ilk durağım manhattan olacak sonra new jersey'e geçicem. fakat gün aşırı manhattan'a inmeyi planlıyorum çünkü kaldığım yer otobüsle 40 dk uzaklıkta bu yüzden problem olmayacak ki ben istanbulda günde 4 saatimi yollarda geçirmeye alışmış bir insan olduğum için bu yol bana koymaz :P

şimdi şu son 3 günümü hazırlıklarla geçiyorum. evde temizlik var döndüğümde düzenli ve temiz bir yer bulmak için.

tüm arkadaşlarım hazirandaki doğum günümden beri seferber oldular bana sürekli üzerinde new york yazan birşeyler alıyorlar. t- shirtler, en güzelide new york puzzle'ım. gerçi 1000 lik bir puzzle'ı yapacak sabır e kabiliyet bende olmadığından erkek arkadaşım benim için ben gelene kadar tamamlayacak.
bunun dışında bahsettiğim iş konuşarıyla ilgili hala belirsizlik içindeyim. bir çok uzmana danıştıktan sonra tam işi kabul etmişken şimdide onlar probşlem çıkarıyorlar. Hayat işte. yemeyenin malını yerler durumu benimki sanırım.

ben bunların hiç birini takmıyorum ilginç bir şekilde. önümde güzel bir tatil, ideallerim, planlarım var.

bol alışveriş dolu, eğitim dolu, eğlence dolu bir tatil beni bekliyor. İstanbulun yarattığı kaosu ve belirsizliği takmak hiç de işime gelmiyor.

hayatta hiçbirşeyin şans eseri olduğuna inanmıyorum. tesadüflerede. herşeyin bir sebebi bir amacı var bana göre. tabiki herşey önceden belli değil fakat olan bazı şeylerde belirli sebeplerle meydana geliyor. buna inanmak beni rahatlatıyor ve yeni hedefler oluşturmama konusunda da belirleyici yol oluyor.

New York yolculuğumla ilgili detaylar gün gün gelecek ( umarım :))

5 Temmuz 2010 Pazartesi

zamanı gelmedi mi hala?


kim olduğumuzla ilgili yaşamımızın ilk yıllarından başlayarak sorgulama içersine giriyoruz. bireyselliğimizi kanıtlama çabası tek haneli yaşlarda başlayıp söz de ergenliğin sonuna kadar devam ediyor. tabi bence psikoloji bilimi burada yanılıyor. çünkü insan olarak biz hayatımız boyunca kim olduğumuzu keşfetmeye çalışıyoruz. ergenlik bitimin de bunu keşfedebiliyor muyuz? orası tartışılır bence. benim yaptığım gözlemlerden gördğüm kadarıyla bu. tabi kendini çok bilen, kim olduğundan emin, öz güveni tavan yapmış insanlar yok mu var tabi. ama benim gördüğüm kadarıyla herkes kim olduğunu egosunun altında gizli kalmış İD'ini keşfetmeye çalışıyor ya da tüm bilimsel bilgiler ve teoriler tam tamına anlatıldığı gibi işliyorsa ben hala ergenlik çağından çıkamamış bir yetişkin olduğumu söyleyebilirim.

ne yapmak istediğimi bilememek beni oldukça yoruor tabi. isteklerimi belirlemek için öncelikle ben kimim, hayattan beklentilerim beler? ideallerim ne benim, hayallerim arzularım? diye soruyorum kendime. cevap ....???? :S :S :S. en çok üzüldüğmü konu ise başarıyla bitirdiğim rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümünden mezun olduğumu şu günlerde bu mesleği yapmak istemediğime karar vermek. ama her zamanki gibi bunu ikizler burcunun bana oynadığı bir oyun mu, ergenliğimin(!) vermiş olduğu tez canlılık mı yoksa başkalarını memnun etmek için verilmiş yanlış kararların sonucumu olduğundan emin değilim. bunu ilk defa burada ifade ediyorum. kimseye söyleyemediğim hatta şu ana kadar kendime bile itiraf edemediğim bir gerçek. henüz çok da yeni bir düşünce ama emin değilim kalıcı mı olur yoksa geçici mi? tek emin olduğum ve bana ne iyi gelir diye düşündüğüm zaman aklıma gelen şey elimde dergim, bilgisayarım, kahvem önü açık ferah bir meakanda okumak, yazmak ve çevreden ilham almak. şimdi ben hangi mesleği yapmalıyım hayatımı nasıl yönlendirmeliyim bilmiyorum. kısa süre içersinde başlamak üzere bana yönlendirilmiş olan iş teklifini ( kariyerim için çok önemli olan) reddetmeli miyim? bunca zaman alanımda elde ettiğim tecrübeleri bir kenara mı bırakmalıyım? ucunda ne olacağını bilmediğim yeteneğimin bile olup olmadığı belirsiz olan bir hayal uğruna hayatımın bir dönemine ara verip yeni bir çağ mı başlatmalıyım?
sanırım 22 yaşına da gelsem 30 ya da 40 ben hep yeni başlangıçlarda böyle tökezleyeceğim. çünkü bunca sene bana ne iyi gelir diye düşünmeden sadece sosyal çevre tarafından takdir edilecek şeyler yapmaya yoğunlaştırmışım zihnimi. sonuç olarak 22 senelik açığı kapatmak da zor oluyor. artık karar verme zamanı ya bir kaç sene daha arzularımı bastırıp ideal genç kız olma yolunda adımlar atmaya devam edeceğim ya da hata yapmayı yenilmeyi, başarız olmayı göze alıp belki kusurlu fakat özgüveni tam ne istediğin bilen bir genç kız olacağım. sonuç olarak bireyselliğimi kendim için olan görevlerimi yerine getirmiş olacağım.

şu an hissedebiliyorum ki bu benim hayatım. kimse için yaşamaya gelmedim bu dünyaya. alkış almak, beğenilmek takdir eidlmek para kazanmak statü sahibi olmak tabiki önemli fakat her zaman zihnimi bir köşesinde yer eden bir inancım var; tüm bunları sevdiğim şeyleri kendim için yaparken elde etmek. insanlar için belkide en büyük lüks fakat bence paha biçilemez; sevdiğin işi, hobini yaparken tutkularını gerçekleştirilen aynı zamanda bundan para kazanıyor olmak...