10 Kasım 2011 Perşembe

YAŞAM KODLARI

Bugün yaşamsal kodlarla ilgili bir çok teorik bilgi edindim. Hayatı algılayış biçimimizin temelini oluşturan şemalarımız sayesinde bütün olaylara karşı bakış açısı geliştiriyoruz ve çevremizdeki olayları da bu şemalar doğrultusunda kodluyoruz. Tüm bu kodlarım oluşumuda etkili birçok faktör var: en önemlileride aile tutumları, çocukluk anıları, sosyal çevre, kültür ve medya etkisi. Tüm bunları irdelerken düşündüğüm konu benim yaşamsal kodlarımın neler olduğuydu. Bir anda kendimi şunu yapmamalıyım yaparsam böyle olur, bu kötü, bu ayıp, bu yanlış, bu kabul edilemez şeklinde gelişen düşünce kalıplarının içinde buldum. O anda fark ettim ki sosyal çevrenin üzerimde çok etkili etik kodlar oluşturduğuydu. Fakat bu kodlara neden bu kadar bağlı kaldığımı anlamak için düşündüğümde ise kendi yaşam algımı oluşturan şemelarım bana bu etik kodlara göre davranmazsam sosyal çevremden dışlanacağım ve ardından mutsuz olacağım gerçeğini hatırlattı. Tam bir dilemma fakat en önemlisi tüm bunların ne önemi varki?

Daha öncede değindiğim gibi eğer gerçekten yaşayacak belirli bir zamanım varsa tüm bu etik kuralları, toplumsal baskıları, değer yargılarını göz önünde bulundurarak yaşamanın oldukça anlamsız olduğuna inanırken onlara olan bu bağımlılık ve geleneksel olandan kopamamak niye? ve ardından şunu fark ettim kopamayan dürtülerim ve duygularım değil sadece zihnim. kendime engel olmaya çalışsamda defalarca aynı hataları! tekrarlıyorum. arzu dolu olana, karşı koyamayan kışkırtıcı dürtülerimi görmemezlikten gelsemde fantezilerimin ve tutkularımın esiri oluyorum. Rasyoneliğe karşı her defasında şehvet kazanıyor. İD'e karşı direnen süper ego her maçta mağlup oluyor.
O zaman bu direnç niye? Siyah kuğuyla beyaz kuğunun çarpışması bu. Etik kodlar beyaz kuğunun tarafını destekliyor. Dürtüler ve fanteziler siyah kuğunun ateşini alevlemek istiyor. Havai fişekler hazır. Her taraf kendi zaferini kutlamak için hazırlanıyor. Fakat bu sefer ben bütün normlara karşı geliyorum ve hiç birşeyin olması gerektiği gibi olmamasını destekliyorum. Bu sefer beklenen şey gerçekleşmeyecek. Kazanan bir taraf ta olmayacak her ikiside bir bedende varolmayı öğrenecek ve toplumsal kodları alt üst etmeye devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder